"Dakikada 8,2 milyon lira vergi ödeyeceğiz"
Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, iktidarda en alt kademelere kadar bozulmuşluk, kokuşmuşluk yaşandığını belirterek, üretim ve istihdam odaklı politikalar ve israfa son verilerek sorunların aşılabileceğini söyledi
03 Ağustos 2023 - 13:29
İzmir’de basın toplantısı düzenleyen Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, 2023’ün, zam, vergi ve enflasyon yılı olduğunu belirterek, “Seçimden önce, iktidarın bir sloganı vardı; 21. Yüzyıl Türkiye Yüzyılıolacak. Seçimlerdensonra farklı bir süreç yaşıyoruz. Yaşadığımız gelişmeler, bu yılın belirsizlik yılı olacağını gösteriyor” dedi.
Temel gıda maddeleri, enerji ve akaryakıt ürünleri, ulaşım hizmetlerine gelen zamların, milletin üzerine karabasan gibi çöktüğünü belirten Prof. Dr. Tekir, kamuda tasarrufun şart olduğunu vurguladı. “Bu kadar zam, vergi artışı neden yapıldı diye dönüp bakıldığında karşımıza görev zararı çıkıyor” diyen Tekir, “Kur Korumalı Mevduat gibi ucube uygulama, garanti verilen köprü, yol ve hastaneler, makam harcamaları, bol keseden dağıtılan seçim vaatleri, israf, kamu malı ve parası harcamalarında duyarlılık ve sorumluluk noksanlığı çıkıyor. Kamuda tasarruf olmadan ne vergi yükü azalır ne de zamların arkası kesilir. Merkezi bütçede 2018’de 178 milyon lira olan baskı ve cilt gideri, dört yılda %4973 artarak 2022’de 9 milyar liraya ulaştı. İki kamu bankasının son üç yıllık ilan ve reklam harcaması 1 milyar 753 milyon lira.Cumhurbaşkanınca kullanılangizli hizmet gideri 2004’te 307 milyon lira iken 2022’de 3 milyar 478 milyon lira oldu. Kamu borç stoğumuz 2018 Ocak’tan 2023 Mayıs’a kadar %430 oranında arttı. Merkezi borç stoğu Ocak 2018-Mayıs 2023 döneminde 892,7 milyar liradan 4 trilyon 734,4 milyar liraya çıktı. Başkanlık sisteminin ardından ülkenin borç stoğunda büyük bir sıçrama görülüyor. Bu yıl dakikada 8,2 milyon lira, toplamda ise 4 trilyon 270 milyar lira vergi ödeyeceğiz. Ekonomik ve mali olaylara çarpık bir bakış açısı vergi veya zam dalgaları ile sonuçlanır. Bu çarpık bakış açısının yol açtığı tsunami etkisiyle ek vergilere ve ek bütçeye başvuruldu, buna rağmen yıl sonunda 2023 merkezi yönetim bütçesinin 1 trilyon liranın üzerinde açık vermesi bekleniyor” diye konuştu.
“Lüks harcama, iktidarda özleşleşen bürokrasinin genetiği”
Getirilen ek vergilerle millet olarak bu yıl, dakikada 8,2 milyon, saatte 494 milyon, günde 11,8 milyar, ayda 355,8 milyar, toplam 4 trilyon 270 milyarlira vergi ödeneceğini ifade eden Tekir, şunları söyledi; “Bu vergiler, iktidarın ısrarla sürdürdüğü yanlış ekonomi politikaları ve savurgan harcamalarının bedeli. Sözde tasarruf genelgesi var ama savurganlık artarak sürüyor. Lüks sevdası bitmiyor.İktidarla özdeşleşen bürokrasi, alıştığı lüks hayatı terk etmek istemez. Bu da onun genetiği.Sözde doğalgaz çıkarılıyorama doğalgazda KDV oranı %18’den %20’ye yükseltiliyor. Sözde Gabar’da petrol bulundu ama akaryakıt ürünlerinde, 2 ayda %100’e varan zamlar yaşandı.Çay kaşığı ile verir gibi yapıp kepçeyle geri aldılar, alıyorlar. Fahiş fiyatlarla mücadele ettiklerini söyleyenler,en fahiş vergi zamlarınıkendileri yapıyorlar. Faize karşı olduklarını söyleyenler, hem faiz oranlarını insafsızca yükseltiyor hem de faizci rantiye kesimine ödenen miktarı artırıyorlar. Unutulan nass hükümleri bir tarafta duruyor.IMF’den kurtulduk diye algı politikası yapanlar, IMF’den daha beter, acı reçeteler uyguluyorlar. Uyguladıkları yanlış ve verimsiz politikaların bütün yükünüdar gelirlinin sırtına yükleyerek. Sözde enflasyonun boynuseçimden sonra kırılacaktı. Enflasyon yeniden şahlandı, isabetsiz politikalarla palazlanan enflasyonun boynunun kırılması daha da güç hale geldi.Merkez Bankası enflasyon tahminlerini güncelledi, %61 olarak tespit etti. Yarın nasıl bir tespitte bulunacağını göreceğiz. İnsafla bağdaşmayan akaryakıt zamlarının maliyet etkilerinin ne kadar olacağı belli değil. Başta enflasyon olmak üzere ekonomide 2023 öngörülerinin hiçbiri tutmayınca, iyileşme için 2025 ve sonrası işaret edilmeye başlandı.Asgari ücretli enflasyona ezdirilmeyecektiama ücretlere yapılan zam eline geçmeden eriyor, enflasyon buldozerinin ezdiğiasgari ücretli ve emekliler,açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Milyonlarca memur ve memur emeklimizin toplu sözleşme süreci başladı.Kira fiyatları, çarşı-pazarın durumu ortada. İktidar ve sendikalar müzakere sürecinde bu gerçekleri göz önünde bulundurmalı. Milyonlarca insan adına imzalayacakları toplu sözleşme gerçeklere uygun olmalı. Ek ödemeler de gündeme gelmeli. Saadet Partisi olarak, kira yardımınınsözleşmede yer alması gerektiğini düşünüyor, taraflara teklif ediyoruz.Büyükşehirlerde 8 ila 10 bin, diğer şehirlerimizde ise 5-6 bin lira kira yardımı verilmeli.Sokaklar güvensiz, insanımız endişeli, tedirgin, karamsar. Her gün ev sahibi-kiracı tartışması, alacak verecek kavgası haberlerini duyuyoruz.Boşuna dememişler enflasyon her türlü ahlaksızlığın, mal ve can güvenliği riskinin kaynağıdır diye. Ülkemizdeki manzara ortada. Ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması, toplumsal huzurun en önemli şartı. Yanlış dış politika, hatalı göç politikası ve yanlış iç güvenlik politikaları ile sokaklar güvensiz hale geldi. İnsanımız endişeli, tedirgin.”
“Ülkemizde kaç kişinin silah ruhsatı var?Bu ruhsatlar hangi dönemlerde verildi?” diye soran Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, “Daha vahim olanı ruhsatsızlar. İktidarın elinde ülkede kaç adet ruhsatsız silah bulunduğuna dair çalışma, veri var mı?Bu konuda ne tür tedbirler alınıyor? Siyaset, mafya ve uyuşturucu kelimeleri son yıllarda neden aynı cümleler, aynı haberlerde birlikte zikrediliyor?Halkımız bunun üzerinde düşünmeli. İktidar da gerekli tedbirleri almalı.Milli Görüş Hareketi olarak ilk adımıönce ahlak ve maneviyat diye atmış siyasi hareketiz. Yarım asrı aşkın süredir ahlaki ve manevi değerlerimizin önemini vurguluyoruz.Problemlerin temelinde, ahlaki ve manevi değerlerimizin tahrip edilmesi yatıyor. En tepeden en alt kademelere dek bozulmuşluk, kokuşmuşluk söz konusu.Rüşvet ve yolsuzluk kanıksandı, uyuşturucu meselesi kangrene döndü, mafyalar ülkemizde cirit atar hale geldi veya birtakım mihraklar tarafından bilinçli şekilde bu hale getirildi” dedi.
İktidarın, en ufak eleştiriye tahammül edemediğini söyleyen Prof. Dr. Tekir, “En cılız sesle dile getirilen talepler en sert şekilde susturulurken, köyünü, ağaçlarını koruyan insanlara TOMA’larla, biber gazıyla en ağır şekilde müdahale edilirken, belinde silah, elinde uyuşturucu paketleri olan gruplar elini kolunu sallayarak sokaklarda, aramızda gezer hale geldi.Bunlar konuşulmasın diye her gün başka sunî gündemleroluşturulmaya çalışılıyor. İktidarı, muhalefetiyle bunlara çözüm üretmesi gereken TBMM ise tatil ediliyor.Biz burada, milletimizin problemlerini ve bunlara dair çözüm tekliflerimizi dile getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz.Saadet Partisi, Meclis Grubu başta olmak üzere, tüm kadrolarıyla insanımıza çare olacak çalışmaları yapmaya devam edecek. Saadet Partisi Grubu başta olmak üzere muhalefet partileri tarafından, Akbelen’deki olayları görüşmek için TBMM’nin 8 Ağustos’ta “Olağanüstü Toplantıya” davet edilmesini bu duyarlılıkla değerlendiriyoruz. Bu toplantının gerçekleşeceğine inanıyorum” diye konuştu.
Üretim ve istihdam odaklıyatırımlara öncelik verilmesini isteyen Tekir, Saadet Partisi’nin çözüm önerilerini şöyle sıraladı; “İnsan kaynağımız başta olmak üzere kaynaklarımızın israfına evvel son verilmeli.Gençleri işsiz bırakan hatalıeğitim ve ekonomi anlayışı son bulmalı, ülkemiz genelinde hızlı ve yaygın kalkınma hamleleri başlatılmalı, nitelikli eğitime ağırlık verilmeli.Tarım ve hayvancılık, milli güvenlik meselesi olarak ele alınmalı, üretici, çiftçi ve besicimiz desteklenmeli. Maliyet artışları altında ezilmesine engel olunmalı.Savunma sanayimiz başta olmak üzere, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına hız verilmeli, ülkemize her alanda tam bağımsızlık kazandıracak adımlar süratle atılmalı.Bunları gerçekleştirebilmek için ehliyet ve liyakat sahibi insanların önü açılmalı. Unutulmamalı, yoksulluğu bitirebilmenin ilk şartı yolsuzlukların kökünü kazımak. Bu da ehliyet ve liyakat sahibi kadrolarla olur.”
Temel gıda maddeleri, enerji ve akaryakıt ürünleri, ulaşım hizmetlerine gelen zamların, milletin üzerine karabasan gibi çöktüğünü belirten Prof. Dr. Tekir, kamuda tasarrufun şart olduğunu vurguladı. “Bu kadar zam, vergi artışı neden yapıldı diye dönüp bakıldığında karşımıza görev zararı çıkıyor” diyen Tekir, “Kur Korumalı Mevduat gibi ucube uygulama, garanti verilen köprü, yol ve hastaneler, makam harcamaları, bol keseden dağıtılan seçim vaatleri, israf, kamu malı ve parası harcamalarında duyarlılık ve sorumluluk noksanlığı çıkıyor. Kamuda tasarruf olmadan ne vergi yükü azalır ne de zamların arkası kesilir. Merkezi bütçede 2018’de 178 milyon lira olan baskı ve cilt gideri, dört yılda %4973 artarak 2022’de 9 milyar liraya ulaştı. İki kamu bankasının son üç yıllık ilan ve reklam harcaması 1 milyar 753 milyon lira.Cumhurbaşkanınca kullanılangizli hizmet gideri 2004’te 307 milyon lira iken 2022’de 3 milyar 478 milyon lira oldu. Kamu borç stoğumuz 2018 Ocak’tan 2023 Mayıs’a kadar %430 oranında arttı. Merkezi borç stoğu Ocak 2018-Mayıs 2023 döneminde 892,7 milyar liradan 4 trilyon 734,4 milyar liraya çıktı. Başkanlık sisteminin ardından ülkenin borç stoğunda büyük bir sıçrama görülüyor. Bu yıl dakikada 8,2 milyon lira, toplamda ise 4 trilyon 270 milyar lira vergi ödeyeceğiz. Ekonomik ve mali olaylara çarpık bir bakış açısı vergi veya zam dalgaları ile sonuçlanır. Bu çarpık bakış açısının yol açtığı tsunami etkisiyle ek vergilere ve ek bütçeye başvuruldu, buna rağmen yıl sonunda 2023 merkezi yönetim bütçesinin 1 trilyon liranın üzerinde açık vermesi bekleniyor” diye konuştu.
“Lüks harcama, iktidarda özleşleşen bürokrasinin genetiği”
Getirilen ek vergilerle millet olarak bu yıl, dakikada 8,2 milyon, saatte 494 milyon, günde 11,8 milyar, ayda 355,8 milyar, toplam 4 trilyon 270 milyarlira vergi ödeneceğini ifade eden Tekir, şunları söyledi; “Bu vergiler, iktidarın ısrarla sürdürdüğü yanlış ekonomi politikaları ve savurgan harcamalarının bedeli. Sözde tasarruf genelgesi var ama savurganlık artarak sürüyor. Lüks sevdası bitmiyor.İktidarla özdeşleşen bürokrasi, alıştığı lüks hayatı terk etmek istemez. Bu da onun genetiği.Sözde doğalgaz çıkarılıyorama doğalgazda KDV oranı %18’den %20’ye yükseltiliyor. Sözde Gabar’da petrol bulundu ama akaryakıt ürünlerinde, 2 ayda %100’e varan zamlar yaşandı.Çay kaşığı ile verir gibi yapıp kepçeyle geri aldılar, alıyorlar. Fahiş fiyatlarla mücadele ettiklerini söyleyenler,en fahiş vergi zamlarınıkendileri yapıyorlar. Faize karşı olduklarını söyleyenler, hem faiz oranlarını insafsızca yükseltiyor hem de faizci rantiye kesimine ödenen miktarı artırıyorlar. Unutulan nass hükümleri bir tarafta duruyor.IMF’den kurtulduk diye algı politikası yapanlar, IMF’den daha beter, acı reçeteler uyguluyorlar. Uyguladıkları yanlış ve verimsiz politikaların bütün yükünüdar gelirlinin sırtına yükleyerek. Sözde enflasyonun boynuseçimden sonra kırılacaktı. Enflasyon yeniden şahlandı, isabetsiz politikalarla palazlanan enflasyonun boynunun kırılması daha da güç hale geldi.Merkez Bankası enflasyon tahminlerini güncelledi, %61 olarak tespit etti. Yarın nasıl bir tespitte bulunacağını göreceğiz. İnsafla bağdaşmayan akaryakıt zamlarının maliyet etkilerinin ne kadar olacağı belli değil. Başta enflasyon olmak üzere ekonomide 2023 öngörülerinin hiçbiri tutmayınca, iyileşme için 2025 ve sonrası işaret edilmeye başlandı.Asgari ücretli enflasyona ezdirilmeyecektiama ücretlere yapılan zam eline geçmeden eriyor, enflasyon buldozerinin ezdiğiasgari ücretli ve emekliler,açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Milyonlarca memur ve memur emeklimizin toplu sözleşme süreci başladı.Kira fiyatları, çarşı-pazarın durumu ortada. İktidar ve sendikalar müzakere sürecinde bu gerçekleri göz önünde bulundurmalı. Milyonlarca insan adına imzalayacakları toplu sözleşme gerçeklere uygun olmalı. Ek ödemeler de gündeme gelmeli. Saadet Partisi olarak, kira yardımınınsözleşmede yer alması gerektiğini düşünüyor, taraflara teklif ediyoruz.Büyükşehirlerde 8 ila 10 bin, diğer şehirlerimizde ise 5-6 bin lira kira yardımı verilmeli.Sokaklar güvensiz, insanımız endişeli, tedirgin, karamsar. Her gün ev sahibi-kiracı tartışması, alacak verecek kavgası haberlerini duyuyoruz.Boşuna dememişler enflasyon her türlü ahlaksızlığın, mal ve can güvenliği riskinin kaynağıdır diye. Ülkemizdeki manzara ortada. Ekonomik ve siyasi istikrarın sağlanması, toplumsal huzurun en önemli şartı. Yanlış dış politika, hatalı göç politikası ve yanlış iç güvenlik politikaları ile sokaklar güvensiz hale geldi. İnsanımız endişeli, tedirgin.”
“Ülkemizde kaç kişinin silah ruhsatı var?Bu ruhsatlar hangi dönemlerde verildi?” diye soran Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Sabri Tekir, “Daha vahim olanı ruhsatsızlar. İktidarın elinde ülkede kaç adet ruhsatsız silah bulunduğuna dair çalışma, veri var mı?Bu konuda ne tür tedbirler alınıyor? Siyaset, mafya ve uyuşturucu kelimeleri son yıllarda neden aynı cümleler, aynı haberlerde birlikte zikrediliyor?Halkımız bunun üzerinde düşünmeli. İktidar da gerekli tedbirleri almalı.Milli Görüş Hareketi olarak ilk adımıönce ahlak ve maneviyat diye atmış siyasi hareketiz. Yarım asrı aşkın süredir ahlaki ve manevi değerlerimizin önemini vurguluyoruz.Problemlerin temelinde, ahlaki ve manevi değerlerimizin tahrip edilmesi yatıyor. En tepeden en alt kademelere dek bozulmuşluk, kokuşmuşluk söz konusu.Rüşvet ve yolsuzluk kanıksandı, uyuşturucu meselesi kangrene döndü, mafyalar ülkemizde cirit atar hale geldi veya birtakım mihraklar tarafından bilinçli şekilde bu hale getirildi” dedi.
İktidarın, en ufak eleştiriye tahammül edemediğini söyleyen Prof. Dr. Tekir, “En cılız sesle dile getirilen talepler en sert şekilde susturulurken, köyünü, ağaçlarını koruyan insanlara TOMA’larla, biber gazıyla en ağır şekilde müdahale edilirken, belinde silah, elinde uyuşturucu paketleri olan gruplar elini kolunu sallayarak sokaklarda, aramızda gezer hale geldi.Bunlar konuşulmasın diye her gün başka sunî gündemleroluşturulmaya çalışılıyor. İktidarı, muhalefetiyle bunlara çözüm üretmesi gereken TBMM ise tatil ediliyor.Biz burada, milletimizin problemlerini ve bunlara dair çözüm tekliflerimizi dile getiriyoruz ve getirmeye devam edeceğiz.Saadet Partisi, Meclis Grubu başta olmak üzere, tüm kadrolarıyla insanımıza çare olacak çalışmaları yapmaya devam edecek. Saadet Partisi Grubu başta olmak üzere muhalefet partileri tarafından, Akbelen’deki olayları görüşmek için TBMM’nin 8 Ağustos’ta “Olağanüstü Toplantıya” davet edilmesini bu duyarlılıkla değerlendiriyoruz. Bu toplantının gerçekleşeceğine inanıyorum” diye konuştu.
Üretim ve istihdam odaklıyatırımlara öncelik verilmesini isteyen Tekir, Saadet Partisi’nin çözüm önerilerini şöyle sıraladı; “İnsan kaynağımız başta olmak üzere kaynaklarımızın israfına evvel son verilmeli.Gençleri işsiz bırakan hatalıeğitim ve ekonomi anlayışı son bulmalı, ülkemiz genelinde hızlı ve yaygın kalkınma hamleleri başlatılmalı, nitelikli eğitime ağırlık verilmeli.Tarım ve hayvancılık, milli güvenlik meselesi olarak ele alınmalı, üretici, çiftçi ve besicimiz desteklenmeli. Maliyet artışları altında ezilmesine engel olunmalı.Savunma sanayimiz başta olmak üzere, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına hız verilmeli, ülkemize her alanda tam bağımsızlık kazandıracak adımlar süratle atılmalı.Bunları gerçekleştirebilmek için ehliyet ve liyakat sahibi insanların önü açılmalı. Unutulmamalı, yoksulluğu bitirebilmenin ilk şartı yolsuzlukların kökünü kazımak. Bu da ehliyet ve liyakat sahibi kadrolarla olur.”
FACEBOOK YORUMLAR