Kadın yönetici şirketlerde karlılığı arttırıyor
Toplam istihdamın yüzde 30’unu oluşturan kadınların, şirketlerin karar noktalarında görev alma konusunda etkin olmadığını söyleyen İzmir İş Kadınları Derneği Başkanı Betül Sezgin, “Yönetim kurullarında en az 3 kadının görev aldığı şirketler karlılıklarını yüzde 60 arttırıyorlar” dedi
17 Şubat 2023 - 10:59
ÖZEL HABER
Toplumun yarısı kadın ama ekonomik hayatın yarısı değil. Bu nedenle günümüzde iş kadını dernekleri kuruluyor ve kadının iş hayatında daha aktif ve etkin görev alması için çalışmalar yapıyor. Bunlardan biri de İzmir İş Kadınları Derneği İZİKAD. İZİKAD Başkanı Betül Sezgin ile kadının ekonomik hayattaki yerini konuştuk.
Kadının ekonomik hayatta daha etkin yer alması gerektiğini söyleyen Betül Sezgin, “Bunun olması için sesimizi çıkarmamız, iş kadını dernekleri olarak biraz yalnız çalışmamız gerekiyor. Biz olmadığımızda kararları erkekler veriyor. İş insanları değil, iş kadınları dernekleriyle bir süre daha yola devam etmeliyiz. Bu ortamda cinsiyetçi bakmak zorundayız. Her şeyin eşit olduğu ortamda ancak iş kadını derneklerinin bir işlevi kalmayacak. Bu ortam henüz gerçekleşmedi. Gerçekleşene kadar kadın dernekleri olacak. Gerçekleşince zaten kendi kendine yok olacak” dedi.
Yönetim kurullarında 3 kadın üye bulunan şirketler karlılıklarını %60 arttırıyor
Sezgin, iş dünyasında kadının adının hala olmadığını belirterek, “Bir sürü farkındalık çalışması yapılıyor ama hala etkin olarak yer alamıyoruz. Kadın üretimde çok etkin. İşçi sınıfından yönetici sınıfına kadar. Karar verme mekanizmalarına gelince sorun yaşanmaya başlıyor. Kadın en çok çalışan kesimde. Özellikle tarımda. Sahip olmadığı topraklarda çalışıyor. Şirketlerde, hizmet sektöründe. İstihdamda kadın sayısı yüzde 30’larda ama karar verme mekanizmalarında, üst düzey yönetimlerde kadın sayısı maalesef yukarılara çıkamıyor. Hatta aşağılara düşüyor. Tepe noktalarında olurlarsa daha etkin olurlar. Konuştuğumuz şirket sahipleri ya da üst düzey yöneticiler ‘bizim şirketimizde çok kadın çalışan var’ diyor. ‘Hangi noktalarda?’ diye sorduğumuzda hep alt ve orta kademede. Karar verici, yönetim kurulu noktasında yoklar. Yönetim kurullarında en az 3 kadın olan şirketler karlılıklarını en az yüzde 60 yükseltiyorlar. Gelecekte bu tarz şirketler önde olacaklar. Teknoloji, sürdürülebilirlik, kapsayıcılık öne çıktı. Kadın da öyle” diye konuştu.
Sezgin, şunları söyledi; “İş kadınları olarak, temsil eşitliği, iş hayatındaki eşitlik için çabalıyoruz. Biz görünür olmak istiyoruz. Kadın erkek yan yana çalışılmasını, bunun meclise de taşınmasını, aynı temsilin orada da olmasını istiyoruz. Kadınların ekonomide istihdamda yüzde 30 yeri var. Temsilde yerleri yüzde 17. Dünyada bütün mal varlıklarının yüzde 1’ine sahipler. Sözünüz varsa gücünüz oluyor. Gücünüz varsa sözünüz dinleniyor. Dünya kotalarla kadının gücünü yükseltmeye çalışıyor. Bizde henüz o noktaya gelinmedi. Temsilimiz ne kadar azsa sözümüz de gücümüz de o kadar az oluyor. Pandemide ilk işten çıkarılanlar kadınlar oldu. Hayat bir bütün bütünsel bakmak gerekiyor. Önce bütünü iyi görelim. Biz parçalara takılıyoruz. Her alana kadını aldığımızda sorunlar çözülecek. Kadın sorunu bir zihniyet, algı sorunu. Biz mücadele ediyoruz. Toplum olarak bu mücadelenin içinde olursak zaten ortada sorun kalmayacak. Cumhuriyet bile bir kadın devrimi. Artık kadın konuşulmamalı. Bu bir ayıp. Birlikte başka sorunlar için konuşuyor olmamız gerekiyor. Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği dersi verilirse, küçük yaştan itibaren bu bilinçle yetişecekler.
Girişimcilik serüveninde kadınlara fazla şans tanınmadığına da dikkat çeken Betül Sezgin, “Kadınlar girişimcilik çabalarında bir ya da ikinci kez başarısız olduklarında devam edemiyorlar. Oysa erkekler defalarca yapabiliyorlar. Kadın için affedicilik az. Baskı ve aileden, toplumdan gelen aşağı çekme çabaları çok fazla. Çocukların, ailelerin ihtiyaçları caydırıcı neden olarak kullanılıyor. Kadının iş hayatında olma gayretlerine maalesef gelenekçi açıdan bakılıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen umudumuz yüksek. Çünkü yeni nesil daha cesur geliyor. Biz nesil olarak ailemizi ön planda tutuyorduk. Gençler hayır demeyi biliyorlar. Yeni nesile destek vermek, kadının iş hayatındaki yerini güçlendirmek, buna bağlı olarak ekonomiyi güçlendirmek için kadın dernekleri olmak zorunda” dedi.
İZİKAD, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi organizasyonunun ayaklarından biri olan Kadın ve İktisat Kongresi’nin düzenleyicileri arasında yer aldı. 2 Şubat’ta gerçekleşen kongrede Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Federasyonu çatısı altında görev aldı.
Sezgin, Atatürk’ün düzenlediği Birinci İzmir İktisat Kongresi’ni hatırlatarak, şunları söyledi; “Atatürk, 29 Ocak 1923’te evleniyor. Evlenmeden önce Anadolu gezisine çıkıyor. Halkın nabzını tutmak istiyor. Sonrasında İzmir’e gelip, İzmirli bir kadınla evleniyor. İktisat Kongresi’nin yapılacağı handa 30 tane İzmirli kadınla bir araya gelip konuşuyor. Meğer medeni kanun için hazırlanıyormuş. Toplantıdaki kadınları İktisat Kongresi’ne davet ediyor. 30 kadın davet ediyor ama 500 kadın geliyor. İş hayatındaki eşitlik, ücret eşitliği, emzirme hakları gibi kurallar belirleniyor. Atatürk o kongrede cinsiyetsizliğe vurgu yapıyor. Kadın ve İktisat diye ayrı bir kongre yapmak bile olmaması gereken bir organizasyon. Umarım bir daha yapmak zorunda kalmayız. Kadın bakanlığı kurmak bile gereksiz. Bu bile cinsiyetçi bir bakış” diye konuştu.
Toplumun yarısı kadın ama ekonomik hayatın yarısı değil. Bu nedenle günümüzde iş kadını dernekleri kuruluyor ve kadının iş hayatında daha aktif ve etkin görev alması için çalışmalar yapıyor. Bunlardan biri de İzmir İş Kadınları Derneği İZİKAD. İZİKAD Başkanı Betül Sezgin ile kadının ekonomik hayattaki yerini konuştuk.
Kadının ekonomik hayatta daha etkin yer alması gerektiğini söyleyen Betül Sezgin, “Bunun olması için sesimizi çıkarmamız, iş kadını dernekleri olarak biraz yalnız çalışmamız gerekiyor. Biz olmadığımızda kararları erkekler veriyor. İş insanları değil, iş kadınları dernekleriyle bir süre daha yola devam etmeliyiz. Bu ortamda cinsiyetçi bakmak zorundayız. Her şeyin eşit olduğu ortamda ancak iş kadını derneklerinin bir işlevi kalmayacak. Bu ortam henüz gerçekleşmedi. Gerçekleşene kadar kadın dernekleri olacak. Gerçekleşince zaten kendi kendine yok olacak” dedi.
Yönetim kurullarında 3 kadın üye bulunan şirketler karlılıklarını %60 arttırıyor
Sezgin, iş dünyasında kadının adının hala olmadığını belirterek, “Bir sürü farkındalık çalışması yapılıyor ama hala etkin olarak yer alamıyoruz. Kadın üretimde çok etkin. İşçi sınıfından yönetici sınıfına kadar. Karar verme mekanizmalarına gelince sorun yaşanmaya başlıyor. Kadın en çok çalışan kesimde. Özellikle tarımda. Sahip olmadığı topraklarda çalışıyor. Şirketlerde, hizmet sektöründe. İstihdamda kadın sayısı yüzde 30’larda ama karar verme mekanizmalarında, üst düzey yönetimlerde kadın sayısı maalesef yukarılara çıkamıyor. Hatta aşağılara düşüyor. Tepe noktalarında olurlarsa daha etkin olurlar. Konuştuğumuz şirket sahipleri ya da üst düzey yöneticiler ‘bizim şirketimizde çok kadın çalışan var’ diyor. ‘Hangi noktalarda?’ diye sorduğumuzda hep alt ve orta kademede. Karar verici, yönetim kurulu noktasında yoklar. Yönetim kurullarında en az 3 kadın olan şirketler karlılıklarını en az yüzde 60 yükseltiyorlar. Gelecekte bu tarz şirketler önde olacaklar. Teknoloji, sürdürülebilirlik, kapsayıcılık öne çıktı. Kadın da öyle” diye konuştu.
Sezgin, şunları söyledi; “İş kadınları olarak, temsil eşitliği, iş hayatındaki eşitlik için çabalıyoruz. Biz görünür olmak istiyoruz. Kadın erkek yan yana çalışılmasını, bunun meclise de taşınmasını, aynı temsilin orada da olmasını istiyoruz. Kadınların ekonomide istihdamda yüzde 30 yeri var. Temsilde yerleri yüzde 17. Dünyada bütün mal varlıklarının yüzde 1’ine sahipler. Sözünüz varsa gücünüz oluyor. Gücünüz varsa sözünüz dinleniyor. Dünya kotalarla kadının gücünü yükseltmeye çalışıyor. Bizde henüz o noktaya gelinmedi. Temsilimiz ne kadar azsa sözümüz de gücümüz de o kadar az oluyor. Pandemide ilk işten çıkarılanlar kadınlar oldu. Hayat bir bütün bütünsel bakmak gerekiyor. Önce bütünü iyi görelim. Biz parçalara takılıyoruz. Her alana kadını aldığımızda sorunlar çözülecek. Kadın sorunu bir zihniyet, algı sorunu. Biz mücadele ediyoruz. Toplum olarak bu mücadelenin içinde olursak zaten ortada sorun kalmayacak. Cumhuriyet bile bir kadın devrimi. Artık kadın konuşulmamalı. Bu bir ayıp. Birlikte başka sorunlar için konuşuyor olmamız gerekiyor. Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği dersi verilirse, küçük yaştan itibaren bu bilinçle yetişecekler.
Girişimcilik serüveninde kadınlara fazla şans tanınmadığına da dikkat çeken Betül Sezgin, “Kadınlar girişimcilik çabalarında bir ya da ikinci kez başarısız olduklarında devam edemiyorlar. Oysa erkekler defalarca yapabiliyorlar. Kadın için affedicilik az. Baskı ve aileden, toplumdan gelen aşağı çekme çabaları çok fazla. Çocukların, ailelerin ihtiyaçları caydırıcı neden olarak kullanılıyor. Kadının iş hayatında olma gayretlerine maalesef gelenekçi açıdan bakılıyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen umudumuz yüksek. Çünkü yeni nesil daha cesur geliyor. Biz nesil olarak ailemizi ön planda tutuyorduk. Gençler hayır demeyi biliyorlar. Yeni nesile destek vermek, kadının iş hayatındaki yerini güçlendirmek, buna bağlı olarak ekonomiyi güçlendirmek için kadın dernekleri olmak zorunda” dedi.
İZİKAD, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi organizasyonunun ayaklarından biri olan Kadın ve İktisat Kongresi’nin düzenleyicileri arasında yer aldı. 2 Şubat’ta gerçekleşen kongrede Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Federasyonu çatısı altında görev aldı.
Sezgin, Atatürk’ün düzenlediği Birinci İzmir İktisat Kongresi’ni hatırlatarak, şunları söyledi; “Atatürk, 29 Ocak 1923’te evleniyor. Evlenmeden önce Anadolu gezisine çıkıyor. Halkın nabzını tutmak istiyor. Sonrasında İzmir’e gelip, İzmirli bir kadınla evleniyor. İktisat Kongresi’nin yapılacağı handa 30 tane İzmirli kadınla bir araya gelip konuşuyor. Meğer medeni kanun için hazırlanıyormuş. Toplantıdaki kadınları İktisat Kongresi’ne davet ediyor. 30 kadın davet ediyor ama 500 kadın geliyor. İş hayatındaki eşitlik, ücret eşitliği, emzirme hakları gibi kurallar belirleniyor. Atatürk o kongrede cinsiyetsizliğe vurgu yapıyor. Kadın ve İktisat diye ayrı bir kongre yapmak bile olmaması gereken bir organizasyon. Umarım bir daha yapmak zorunda kalmayız. Kadın bakanlığı kurmak bile gereksiz. Bu bile cinsiyetçi bir bakış” diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR