"Su Kaynaklarını Korumalıyız"
İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) Çevre Komisyonu, Dünya Su Günü nedeniyle bir deklarasyon yayımladı. Suyun yaşamsal kaynağımız olduğu vurgulanan metinde gelecekte de var olabilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiği vurgulandı. Kullandığımız her üründe su ayak izini dikkate almak gerektiği belirtildi.
21 Mart 2021 - 12:49
İZSİAD Çevre Komisyonu’nun yaptığı araştırmalar sonucunda iklim değişikliği ile birlikte gündeme gelen su krizine dikkat çekmek için bir metin kaleme aldığını dile getiren İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt, bu konuda yarattıkları farkındalık için Çevre Komisyonu üyelerinin çalışmalarını taktirle karşıladığını ve üyelere teşekkür ettiğini söyledi.
Günümüzde yaşanan hızlı nüfus artışı ve iklim değişikliğinin etkileri ile su kaynakları üzerinde oluşan baskı Covid-19 salgını ile birleşince su krizinin bir kere daha acil olarak gündeme geldiğini belirten Küçükkurt şunları söyledi:
“Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından yayınlanan Türkiye su ayak izi raporunda yer alan verilere göre su kaynaklarının yüzde 74’ü tarım sektöründe, yüzde 13’ü endüstride ve yüzde 13’ü evsel su tüketiminde kullanılmaktadır. Özellikle tarım ve endüstriyel alanlarda kayıt dışı açılan su kuyularının taban suyuna yarattığı olumsuz etki bu yüzdelerin içine dahil edilmemiştir.
Bireyselden evrensele su tasarrufu için gerçekleştirilecek her türlü eylem bu aşamada büyük önem taşımaktadır. Bireysel su kullanımı denince ilk akla gelen içme ve musluk suyu olsa da kullandığımız her ürünün üretiminden ve satışına kadar harcanan su miktarını yani su ayak izini dikkate alarak değerlendirmek gerekmektedir.”
Su kaynaklarının doğru yönetimi için biran önce harekete geçilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Küçükkurt, “Gerçekleştirilen nüfus projeksiyonu araştırmalarına göre Türkiye nüfusu 2040 yılında 100 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı, kontrolsüz su kaynakları kullanımı sonucu oluşan olumsuz tablo ve iklim değişikliğinin de etkisiyle projeksiyonlara göre, bugün 1.519 m3 olan kişi başına düşen su miktarının 2040 yılında 100 milyonluk nüfusla 700 m3’e kadar gerileyecek ve ülkemiz su krizi ile karşı karşıya kalacaktır. Su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı sonucu oluşan olumsuz etkileri azaltmak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına toplumun tüm kesimlerinin birlikte hareket etmesi gerektirmektedir.” diye konuştu.
Bireylerin ve işletmelerin kendi ölçeğinde su tüketimi ve su kirliliğini azaltıcı önelemler alması gerektiğini belirten Küçükkurt, “Su yönetiminden sorumlu karar vericiler uygun stratejiler geliştirerek suyun ve bağlı olduğu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaşamsal haklarımızın korunması adına konu ile ilgili her türlü girişimin yaratılmasında İZSİAD olarak katkı koyacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.” dedi.
Günümüzde yaşanan hızlı nüfus artışı ve iklim değişikliğinin etkileri ile su kaynakları üzerinde oluşan baskı Covid-19 salgını ile birleşince su krizinin bir kere daha acil olarak gündeme geldiğini belirten Küçükkurt şunları söyledi:
“Dünya Doğayı Koruma Vakfı tarafından yayınlanan Türkiye su ayak izi raporunda yer alan verilere göre su kaynaklarının yüzde 74’ü tarım sektöründe, yüzde 13’ü endüstride ve yüzde 13’ü evsel su tüketiminde kullanılmaktadır. Özellikle tarım ve endüstriyel alanlarda kayıt dışı açılan su kuyularının taban suyuna yarattığı olumsuz etki bu yüzdelerin içine dahil edilmemiştir.
Bireyselden evrensele su tasarrufu için gerçekleştirilecek her türlü eylem bu aşamada büyük önem taşımaktadır. Bireysel su kullanımı denince ilk akla gelen içme ve musluk suyu olsa da kullandığımız her ürünün üretiminden ve satışına kadar harcanan su miktarını yani su ayak izini dikkate alarak değerlendirmek gerekmektedir.”
Su kaynaklarının doğru yönetimi için biran önce harekete geçilmesinin gerekli olduğunu kaydeden Küçükkurt, “Gerçekleştirilen nüfus projeksiyonu araştırmalarına göre Türkiye nüfusu 2040 yılında 100 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı, kontrolsüz su kaynakları kullanımı sonucu oluşan olumsuz tablo ve iklim değişikliğinin de etkisiyle projeksiyonlara göre, bugün 1.519 m3 olan kişi başına düşen su miktarının 2040 yılında 100 milyonluk nüfusla 700 m3’e kadar gerileyecek ve ülkemiz su krizi ile karşı karşıya kalacaktır. Su kaynaklarının kontrolsüz kullanımı sonucu oluşan olumsuz etkileri azaltmak ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını sağlamak adına toplumun tüm kesimlerinin birlikte hareket etmesi gerektirmektedir.” diye konuştu.
Bireylerin ve işletmelerin kendi ölçeğinde su tüketimi ve su kirliliğini azaltıcı önelemler alması gerektiğini belirten Küçükkurt, “Su yönetiminden sorumlu karar vericiler uygun stratejiler geliştirerek suyun ve bağlı olduğu ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamalıdır. Suyun yaşamın kaynağı olduğu gerçeğinden yola çıkarak yaşamsal haklarımızın korunması adına konu ile ilgili her türlü girişimin yaratılmasında İZSİAD olarak katkı koyacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.” dedi.
FACEBOOK YORUMLAR